EMEP sendikal haklar kampanyası kapsamında Sağlık-İş İzmir Şubesini ziyaret etti
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası kapsamında Sağlık-İş İzmir Şubesini ziyaret etti.
İzmir – Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ve İzmir İl Yönetimi, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası İzmir Şubesini “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası kapsamında ziyaret etti.
Ziyarette konuşan Sağlık-İş İzmir Şube Sekreteri Savaş Erdoğan, sağlık işçilerinin grev hakkından yoksun bırakılmasına değindi.
“Sağlık işçileri olarak grev hakkı istiyoruz”
Savaş, “İşlerine geldikleri gibi davranıyorlar. Pandemide maske, ekipman verilecekken ‘siz sağlık çalışanı değilsiniz, size veremeyiz’ dediler. Ancak hak aramaya gelince, ‘sağlık çalışanısınız grev yapamazsınız’ diyorlar. Üstümüzde iki tane giyotin var. Biz sağlık işçileri olarak öncelikle grev hakkı istiyoruz” diye konuştu.
Sağlık-İş İzmir Şube Başkanı Özgür Arslan ise ülkede patronların talepleri doğrultusunda hareket eden bir anlayışın devam ettiğini kaydederek, “Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde işçilerin grevleri valilik tarafından yasaklandı. Ardından BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı. Tüm bunlara karşı mücadele etmek, birleşmek gerekiyor. Sorunlar hepimizin sorunları. Ülkedeki ekonomik koşullar ve sorunlar yaşanmaz noktaya geldi. Bugünkü eylemlerde de gördüğünüz gibi, şu an Türkiye’nin dört yanında işçiler, daha iyi yaşam koşulları için mücadele ediyor. Ve bizler, bu mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
“Haklar anayasal güvence altında olmasına rağmen fiilen engelleniyor”
Ardından konuşan Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, işçilerin örgütlenme tercihi yaptığında işten çıkarılma tehdidiyle yüz yüze kaldığını ve sendika barajını aştığında da yetki sıkıntılarıyla karşılaştığını belirtti. Gürkan, “Toplusözleşme sürecine girdiğinde, uyuşmazlık durumunda grev hakkını kullanırken çeşitli engellerle karşılaşıyor. Günlük hayatta işçi sınıfının yaşadığı bu sorunlar, çalışma hayatı ve örgütlenmeye dair böyle bir kampanyanın ülkemiz için gerekli ve zorunlu olduğunu ortaya koyuyor. Gerçekleştirdiğimiz işçi toplantıları gösteriyor ki, sendikal haklar anayasal güvence altında olmasına rağmen işçilerin bu hakları kullanması fiilen engelleniyor. Türkiye’de örgütlenme oranı çok düşük seviyelerde. Toplu sözleşme hakkını kullanabilen işçilerin oranı ise bundan da az. Resmi olarak bile yüzde 14 civarında olduğu belirtilen örgütlenme oranı, işçi sınıfı açısından kabul edilebilir bir oran değildir” diye konuştu.
“Demokratik bir ülkenin temel göstergelerinden birisi işçi sınıfının örgütlenme hakkını, toplu pazarlık hakkını ve toplu sözleşme hakkını ne kadar kullanabildiğidir” diyerek sözlerine devam eden Gürkan, “Eğer gerçekten bir demokrasiden söz edeceksek, ekonomi politikalarına da bakmamız gerekir. Ülkede büyümeden işçi sınıfı ve emekçiler ne kadar pay alıyor? Türkiye’de uzun süredir gördüğümüz şey şu: Şirketler büyüyor, kâr rekorları kırılıyor, ancak işçi sınıfı her geçen gün daha da yoksullaşıyor” dedi.
“Süreç işçilerin kendi talepleri doğrultusunda şekillenmelidir”
İşçi sınıfının ve emekçilerin sendikal hak ve özgürlüklerini kazanma mücadelesinin de demokratikleşme sürecinde kritik bir aşama olduğunu kaydeden Gürkan, “Bu süreç, yalnızca hukukçular ve akademisyenler tarafından değil, aynı zamanda doğrudan işçilerin kendi talepleri doğrultusunda şekillenmelidir. İşçilerin kendi yaşadıkları sorunlar üzerinden çözüm önerileri geliştirmesi ve kendi yasalarını kendilerinin hazırlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden işçilerle toplantılar düzenliyoruz. Aynı zamanda hukuk baroları, emek ve iş hukuku komisyonları, akademisyenler ve üniversitelerle de iş birliği yaparak süreci güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı.
“İşçilerin birlik ve bütünlüğü yasaklarla, barajlarla sağlanamaz”
Ardından söz alan Sağlık-İş İzmir Şube Başkan Yardımcısı Erhan Er de sendikal barajın kaldırılması konusunda çekinceleri olduğunu belirterek, “Bu sendikal rekabetin önünü açarak çeşitli bölünmelere yol açabilir” dedi.
Tartışmaya yanıt veren Emek Partisi GYK Üyesi Gürsoy Turan, “İşçi sınıfının bir bütün olarak hareket etmesi ve birleşmesi bizim açımızdan oldukça önemlidir. Ülkenin dört bir yanında, farklı iş kollarından, farklı sendikalardan ve farklı kimliklerden işçilerin mücadelesinin birleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu birliktelik yasaklarla ve barajlarla sağlanamaz. Kampanyanın işçilerin bu ortak talepler etrafında birleşmesine de hizmet edeceğine inanıyoruz” diye konuştu. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et